OSMANLI TOPLUMU
OSMANLI TOPLUMUToplum Yapısı
Osmanlı Devleti, çok uluslu ve çok dinli bir yapıya sahipti. Ancak Türkler, devletin kurucusu olarak esas unsuru meydana getiriyordu. Fakat yine de bütün Müslümanlar hakim unsur durumundaydılar.
Osmanlı Devleti’nde toplum, yönetenler (asken) ve yönetilenler (reaya) olarak ikiye ayrılıyordu.
a. Askeriler (Yönetenler)
Askeri  sınıf yani yönetenler, padişahın kendilerine dini adli askeri ya da  idari yetki tanıdığı devlet görevlilerinden oluşmaktaydı Bunlar, saray  halkı, seyfiye. ilmiye ve kalemiye gruplarından oluşuyordu. Askeri  sınıfın en önemli özelliği vergi yükümlülüğü dışında bırakılmalarıdır.
Saray halkı: Osmanlı Devleti nde  hem padişahların oturaukla-rı yer, hem de en yüksek devlet  görevlilerinden bazılarının çalıştığı merkez saraydı.
Seyfiye: Osmanlı toplumunda,  yönetim görevi de bulunan askeri grup ’seyfiye" olarak  adlandırılmıştır.Seyfiye. ehl-ı örf veya ümera olarak da  isimlendirilmiştir. Seyfıye kapıkulu ve tımar sistemleri içinde yetişen  ve görev yapan kişilerden meydana geliyordu. Vezirler, beylerbeyi,  sancakbeyleri. kapıkulu askerleri tımarlı sipahiler seyfiye sınıfına  dahildi. Seyfiye sınıfı yaptıkları görev karşılığında devletten ulufe  veya dirlik alırlardı. Kapıkulları, en-derun görevlileri, kale  muhafızları, subaşılar ve asesler maaşlarını hazineden nakit olarak  alırlardı. Tımarlı sipahiler, sancak beyleri, beylerbeyleri ve vezirler  ise hizmet karşılığında dirlik (tımar) alırlardı. 
ilmiye: ilmiye, yargıçlık,  noterlik ve mahalli yönetim işlerini yürüten kadılardan, tıp ve  müneccimlik yani astroloji alanındaki uzmanlar ile her seviyedeki eğitim  ve öğretim elemanlarından meydana geliyordu. Ayrıca imam, müezzin gibi  din görevlileri, tarikat şeyhleri ve Hz. Peygamber’in soyundan gelen  seyyid ve şerifler de ilmiyeye dahildi.
ilmiye mensuplarının büyük  çoğunluğu Türk asıllıdır. Eğitimle ilgili ilmiye mensupları ücretlerini,  hazineden veya vakıftan nakit olarak alırlardı. Kadılar devletten maaş  almazlar, gördükleri dava ve yaptıkları işlemlerden aldıkları harçlarla  geçimlerini sağlarlardı.
ilmiyenin bir diğer üyesi de kazaskerlerdi.  Divan’da büyük davalara bakarlar, kadı ve müderrisleri tayin ederlerdi.  ilmiye teşkilatının başı Şeyhülislâm’dır. Din işleri, vakıflar, eğtim ve  kültür müesseseleri, mahkemeler Şeyhülislâm’ın kontrol ve  denetimindedir. Şeyhülislâm’ın en önemli görevi fetva vermekti. ilmiye  sınıfının başlıca görevleri fetva (ifta), eğitim (tedrisat) ve adaletti  (kaza).
Kalemiye: Osmanlı idari ve mali  bürokrasisinin mensuplarından oluşuyordu. Divan’daki temsilcileri  Nişancı ve Defterdarlardı. Nişancı, tımar sistemini uygulayan  organizasyonun başında bulunuyordu. Ayrıca Divan yazışmaları başta olmak  üzere devlet merkezindeki bütün resmi işlemleri emrindeki katiplerle  yürütüyordu. Defterdarlar da maliye ile ilgili olarak aynı işleri  yapıyorlardı. Küttab sınıfı bu fonksiyonlarıyla örf alanındaki kuralları  uygulayan gruptu. Bunlar hem kural koyarlar, hem de uygularlardı. Bu  açıdan devletin işleyişinde önemli bir rol üstlenmişlerdi. 
b. Reaya (Yönetilenler)
Osmanlı  Devleti’nde yönetilenlere "reaya" denirdi. XIX. yüzyıldan sonra reaya,  daha çok Müslüman olmayanlar için kullanılırdı. Reaya ile askeri sınıfın  farkı, reayanın vergi ödemesi, askerlerin ise vergi vermemesiydi.
Yönetilenler dini yönden de üçe ayrılmıştı:
Müslümanlar: Müslümanlar yönetici olurlar, askerlik yaparlar ve öşür verirlerdi. Müslümanlar genellikle, tarım ve sanatla uğraşırlardı.
Hristiyanlar  ve Museviler: Hristiyan ve Museviler askerlik yapmazlar, buna karşılık  "Cizye" denilen vergiyi verirlerdi. Cizye yetişkin ve sağlıklı  erkeklerden alınırdı. Genellikle ticaret ve tarımla uğraşıyorlardı.  Islahat Fermanı ile devlet memuru olma hakkını elde ettiler.
